Her yeni gün bir doğumdur
Her yeni gün bir doğumdur

Her yeni gün yeni bir doğumdur. Her sabah uyandığında güne bir seçim yaparak başlayabilirsin.
İç dünyanı sakinlikle seyrettiğinde düşünce ve duyguların aynı anda birbirinin zıddı ile aktıklarını fark edeceksin.
Tarafsız bir gözle kendini, iç dünyanı gözlediğinde üzüntü ve sevinç, kızgınlık ve hoşgörü, acı ve huzur, kurban ve öğrenenin aynı anda içinde mevcut olduğuna şahit olursun.
Onların bir bütün olarak içinden akıp geçtiklerini gördüğünde sakince kabullen. Sen bütünün içinde, aynı kaynaktan gelen gücü taşıyorsun. Kainattaki herşey sende de mevcut... Zira insanı en çok şaşırtan şey kendine gözlem yaptığında tüm zıtlıkların iç dünyasında tüm varlıklarıyla olduklarını hissetmektir. Huzurun sırrı bunu sakinlikle kucaklamakta saklı... Tepki vermeden önce gözlem...
Bugün hangisine dikkatini vereceğine, hangisine daha fazla enerjini yönelteceğine karar verebilirsin. Bu bir seçimdir.
Yeni bir gün başlar ve akşam olduğunda geriye sadece yaşanan anlar kalır. Her anın içinde olmayı mı seçiyorsun yoksa geçmişte veya gelecekte mi olmayı? Gün bittiğinde bunun farkına var. Hayatında geri kalan ömrünü nasıl değerlendirdiğinin bilincine var. Küserek mi barışarak mı?
Gönül ile, Ruh ile , sevgi ile bağlantı kurduğunda dışarıda herşey seni oradan koparmaya ikna etmeye çalışır. Dış dünyanın gerçekliğinin bu denli güçlü oluşuna aldanma... Doğal bağlantıyı keşfet ve orada kalmak için emek ver, gayret göster. İnsan dünya meşguliyetlerine verdiği dikkatin yarısını kendi içindeki bağlantıyı bulmaya verdiğinde birçok şey iyileşmeye başlar.
Vazgeçme ! Her an bu bağlantıyı diri tutmaya karar verdiğinde her geçen an yavaş da olsa enerji değişir ve hayatına yeni şeyler yansımaya başlar. Sabır ve Sebat... Her seferinde deneyim kendinle ilgili bir çok şeyi keşfetmene vesile olur. Gerçekte kim olduğun ve yaşama getirdiğin armağan ortaya çıkmaya başlar.
Yaşamda her şey bir bütündür. İnişler, çıkışlar, yükseliş ve düşüşler olmaya devam edebilir. Bunların hepsi mükemmel öğretiler bırakırlar. Kaybettiklerin hep olacaktır önemli olan kaybettiğinin içinde kazancını görebilmektir.
Kendine yolculuğunu, mükkemmeli yaratmak adına bir hırs çemberine çevirme, başarma arzusu, rekabet, yapay bir maske ile sürekli havalarda uçmak olarak hayal etmekten vazgeç.
Kendine yolculuk, dünyanın ve başkalarının gerçeklerine inanarak, onların fikirlerini yaşayarak kendimize açtığımız yaraları yine kendimizi anlayarak iyileştirmektir.
Hayatı bir bütün olarak olduğu gibi yaşarken niyeti, düşlemeyi ve biricikliğimizin yaşamın merkezi olduğunu hissetmektir. Kendimizi şeffaf bir gözlükle görmek, sonsuzluğa bağlandığımız özün kucağında onun sevgisi ve şefkatiyle yaşamayı kendimize layık görmek ve her koşulda bu güçle güvende hissetmektir. Yaşamın rüzgarı seliyle başa çıkabilmenin yolu buradan geçer. Vardır bir sebebi diyebilmek ve devam etmek.
Neyse rolümüz onu sahnelemeye dair yaşarız. Kendini ve başkasını karşılaştırmaya, kişiler olaylar hakkında bitip tükenmeyen yorumlara, varsayımlara son ver.
Niyetimiz güzel birşeyler yapmaksa iyileşmesi gereken önce biziz... Dış dünyanın keyfini bekleme, bağımlılıkların peşinden gitme, korkunun paralize etmesine izin verme, yargılama, kendini kusursuz görme ve kendini bu sonsuz büyüklüğün içinde önemli görme hastalığından iyileşmeliyiz.
İyileşmek istiyorsan lotus çiçeğinin çamurdan yükselişi gibi hem çamurla hem de güneşin gücüyle bir olduğunu kabul ederek başla...
Bir seçim yap bugün; şimdinin yaratıcı düş gücü mü, yoksa geçmiş veya geleceğin tüketen hüznü mü?
Harika bir gün olsun ,
Sevgiyle , 4 Ağustos 2017 , Gamze Sağıroğlu




