Acı ve Izdırabı bırak...
Acı, gerçeğin, mutlak olmayan varsayımlarla saptırılmasından doğar

Acı, gerçeğin, mutlak olmayan varsayımlarla saptırılmasından doğar.
Tüm olumsuz duygular bir düşüncenin sonucudur. Ego, bütünleşmenin boşluğundan, dinginliğinden ve esenliğinden, teslimiyetin belirsizliğinden rahatsız olduğundan dolayı acıya, görünene ve geçmişe, geleceğe bağımlı olmaya daha meyillidir.
Oysa gerçek, daima görünmeyende saklıdır.
Dışarıda kaybettiğin herşeyi içine dönüp kendi içinde ara. Neden, gerektiğinde hayır diyemediğine ve tüm olumsuzlukları açıklıkla görmene rağmen, neden çoğu kez olmaması gereken yerde kalmaya çabaladığının farkına var.
Hikayeni yazanın, oynayanın ve seni üzen en önemli şeyin zaafların ve elindekileri kaybetme korkun olduğunu kabul et.
Dışarıda kimse güveni incitmez, insan kendisini yanlış kişilerde kalarak incittiği için kendine olan güvenini kaybeder.
Öncelikle acı ve ızdırap içinde yaşama halini kaybetme korkunu bırakmayı öğren.
Zihindeki hastalıklı düşünceler bilinçsiz bir hal ile yaratılır, alt bilincin yönetimindedir ve sığ suların sürekli kirlenmesi ve bulanması gibi yaşam hikayenin de karanlıkla yazılmasına sebep olur.
Marifet bu düşüncelerin farkına varmak ve onlara inanmayı bırakmaktır.
Neye inanırsan sen o'sun ve inandığını mutlaka yaşarsın. Eğer inandığın şey varlığının özü ise orada ne korku, ne şüphe ne de direnç var. O zaman hayatın akışı seni daima el üzerinde tutar, kollar ve korur.
Sel olur, yağmur olur, yel olur daima karanlık oyunlar bozulur. Sana da şükrederek kabul etmek kalır.
İnsanız ne de olsa, duygular kabarır elbet ... Duyguları da akıtır, eminliğin dostluğuna çekilirsin. Dersini alır yeni bir düşe yelken açarsın.
Ne tuhaf ki bu kadar basit iken, hayatı bu denli cehenneme dönüştüren zihnin, efendisi olmaktan, bakış açısını değiştirmekten bu denli korkmak niyedir?
Dağları delip koca dünyalar inşa eden insanoğlu iş kendine liderlik etmeye gelince yapamıyorum demiyor mu?
Bilincimizle ifade bulan Oyun içinde muhteşem bir oyun bu dünya, ve bu oyunu oynamak için dünya işlerinde zeki olmaktan çok, daha büyük bir zeka ve idrak istiyor.
Izdıraptan çıkmaya karar verene,
Vakti gelene, hazır olana da bu veriliyor.
Yeter ki niyet güzel, pozitif olsun.
Bizim de Nasibimiz bol olsun.
Sevgiyle, Gamze Sağıroğlu, 26 Ağustos 2017 ,




